Doğanın canlandığı Sis Dağı Yaylası, mor ve sarı çiçeklerin oluşturduğu görsel hoşluğunun yanı sıra, akarsu ve şelaleleriyle tabiat tutkunlarının rotalarından biri.
Trabzon ve Giresun hududunda yer alan 2 bin 182 rakımlı Sis Dağı Yaylası’nın obaları açan çiçeklerle farklı renklere büründü. Yaylanın alt kısımlarında bahar, karlı tepelerinde ise kış mevsiminin izleri bulunuyor.
Yaylada karın erimesiyle debisi artan Sandık Gölü ve şelalesi de ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Her iki kentten de çok sayıda ziyaretçi, tabiatın canlanmasına şahit olmak ve keyifli vakit geçirmek için yaylayı tercih ediyor.
Trabzon’dan yaylaya gelen Birol Köse, AA muhabirine, Sis Dağı Yaylası’nın insanların ruhuna adeta şifa veren bir yer olduğunu söyledi.
Yaylanın çoklukla sisle kaplı olduğunu söz eden Köse, “Ancak Sis Dağı bu mevsimde açan orman gülleri ve sarı çiçeklerle renk cümbüşünün olduğu bir yerdir, insan ruhuna çok âlâ gelir. Su sesi, kuş sesi, bizim için bir hoşluk vesilesi.” dedi.
Salih Atalar da bahar aylarının yaylada sarı ve mor renkli çiçeklerin açmasıyla daha hoş olduğunu belirterek, kış mevsimi boyunca meskenlerinde sıkılan insanların baharda Sis Dağı’na geldiğini anlattı.
“Sadece bir gün insanı çok dinlendiriyor”
Sis Dağı Yaylası’na gelenlerin yorgunluklarını attığını lisana getiren Atalar, “İnsanlar gelsinler burada vakit geçirsinler ve zinde bir formda konutlarına gitsinler. Burası dinlenme yeri. Yalnızca bir gün insanı çok dinlendiriyor.” diye konuştu.
Seher Şentürk de yaylanın tabiat mükemmeli bir yer olduğunu, kış mevsiminde ulaşılması sıkıntı olan yaylaya nisan sonundan itibaren ziyaretlerin başladığını aktardı.
Giresun’un Görele ilçesinden ailesiyle küçükbaş hayvanlarına bakmak için gelen Kerim Civak da kış ve baharı tıpkı anda yaşadıklarını belirterek, “Güney tarafına nazaran kuzey tarafta kar daha sıkıntı eriyor, karlar orada biraz daha kalıyor, yazın ortasına hakikat eriyor.” tabirini kullandı.