İsrail’in Gazze’de aylardır sürdürdüğü bombardımanlar, milletlerarası kamuoyunda “soykırım” tartışmalarını gündeme taşıdı.
Birleşmiş Milletler yetkililerinin ve insan hakları kuruluşlarının ikazlarına karşın, kimi Batılı başkanlar bu mevzuda açık hal almaktan kaçınıyor.
Bu isimlerden biri de İngiltere Başbakanı Keir Starmer oldu.
“GAZZE’DE SOYKIRIM MI VAR”
Londra’da düzenlenen AB-İngiltere Tepesi sonrası basın toplantısında konuşan Starmer’a Sky News muhabiri Beth Rigby, Gazze’deki berbatlaşan duruma ait şu soruyu sordu:
“Birleşmiş Milletler’in (BM) Yardım Şefi, Gazze Şeridi’nde soykırımı önlemek için BM Güvenlik Kurulu’nun harekete geçmesi gerektiği ikazında bulundu. Bunun bir soykırım olduğunu düşünüyor musunuz ve vicdanınız rahat bir biçimde bir başkan olarak elinizden geleni yaptığınızı söyleyebilir misiniz?”
DOĞRUDAN CEVAP VERMEDİ
Başbakan Starmer, soykırım sorusuna direkt karşılık vermekten kaçınarak, Gazze’deki durumun kabul edilemez olduğunu söyledi.
“KABUL EDİLEMEZ”
Starmer, “Bu hakikaten önemli, kabul edilemez, tahammül edilemez bir durum ve bu nedenle öteki önderlerle buna nasıl karşılık vereceğimizi koordine etmek için ağır formda çalışıyoruz zira bu tahammül edilemez, kabul edilemez.” tabirlerini kullandı.
VANCE İSRAİL ZİYARETİNİ İPTAL ETTİ
ABD idaresinden ise dikkat çeken bir diplomatik tavır geldi.
Axios’un ABD’li yetkililere dayandırdığı haberine nazaran, Papa 14. Leo’nun vazifeye başlama merasimine katılmak için Vatikan’a giden aABD Lider Yardımcısı JD Vance, birinci başta salı günü İsrail’e geçmeyi planlıyordu.
İsrail’in Gazze’de Filistinlileri süreceği ve işgalini kalıcı hale getireceği saldırısına pazar başlaması üzerine, Vance’in İsrail ziyaretini iptal ettiği söz edildi.
İSRAİL’İ DAYANAKLAR ÜZERE GÖRÜNMEK İSTEMEDİ
Başkan Yardımcısı’nın, ziyaretin bu devirde “Tel Aviv idaresi ve bölge ülkeleri tarafından İsrail’in Gazze’ye yeni taarruzlarını dayanaklar nitelik taşıyabileceği değerlendirmesi üzerine” Vance’in İsrail’e gitmeme kararı aldığı kaydedildi.
İsrail ordusu, Gazze’nin bilhassa kuzeyi ve başka bölgelerde, Filistinlilere akın tehdidi içeren ve güneye gitmelerini emreden ilanları havadan atmıştı.
Birleşmiş Milletler, insan hakları örgütleri ve memleketler arası yardım kuruluşları, İsrail ordusunun yeni kara saldırısının zati felaket halindeki insani durumu daha da kötüleştireceği uyarısı yapmıştı.
İSRAİL KARA SALDIRISI BAŞLATTI
İsrail ordusu, Gazze’yi kalıcı olarak işgal edeceği “Gideon Savaş Arabaları” ismini verdiği kara saldırısına başladığını duyurmuştu.
İsrail hükümeti, bu taarruzla Gazze’nin tamamını işgal edeceklerini açıklamıştı.
Plan kapsamında, İsrail’in Gazze Şeridi’nin güneyinde Filistinlileri sürdükten sonra hudutlu ölçüde insani yardım dağıtacağı “toplama kampları” kurduğu, lokal basınına yansımıştı.
İsrail ordusunun, güneydeki Refah kentinde geniş alanları düzleyerek bunun için hazırladığı uydu manzaralarıyla ortaya çıkmıştı.
İsrail güvenlik kabinesi, ABD ve Avrupa ülkelerinden gelen baskı sonucunda pazar gecesi Gazze’ye “kıtlığı önleyecek kadar temel besin girişine müsaade verilmesini” onaylamıştı.
TRUMP VE NETANYAHU ORTASINDA SOĞUK RÜZGARLAR
ABD’nin İran ile nükleer müzakerelere başlaması, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’ın misyondan alınması ve Yemen’deki Husilerle ateşkese varılması, “Trump ile Netanyahu ortasındaki meseleye işaret ettiği” formunda yorumlanmıştı.
İsrail basınında, ABD Başkanı Trump’ın, İsrail Başbakanı Netanyahu ile teması kesme kararı aldığı öne sürülmüştü.
Daha sonra Hamas ile ABD ortasındaki direkt görüşmeler sonucunda, ABD-İsrail ikili vatandaşı esir asker Idan Alexander özgür bırakılmış, İsrail’in bundan mutabakat sağlandıktan sonra haberdar olduğu kaydedilmişti.
İSRAİL’İ ZİYARET ETMEDİ
ABD Başkanı Donald Trump, 13-16 Mayıs tarihlerinde Suudi Arabistan, Katar ve BAE’yi ziyaret ettiği Orta Doğu tipine İsrail’i dahil etmemişti.
Trump, Riyad’da İsrail şiddetle karşı çıkmasına karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın (MBS) isteği üzerine Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldıracağını duyurmuş, ABD’ye dönerken uçakta yaptığı açıklamada bu mevzuda “İsraillilere fikrini sormadığını” söylemişti.
ABD Lideri’nin tüm bu yaşananlar üzerine Orta Doğu ziyaretine İsrail’i dahil etmemesi, Washington idaresinin İsrail’i bölgesel diplomatik teşebbüslerin dışında bıraktığı biçiminde yorumlanmıştı.