İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu, “Kadınsın, erkeksin, Türkmensin, Kürtsün, Alevisin, Sünnisin, sağcısın, solcusun, fark etmez. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mısın, 1923’te bu ülkeyi kuranlardan mısın, işte o kafidir. Türk olmak ve Türk kalmak için diğer bir şeye gereksinim yoktur. Bu kimlik oyunu artık bitmelidir, bu aidiyet mübadelesi artık sona erdirilmelidir.” dedi.
Dervişoğlu, partisince Türkçülük Günü hasebiyle ATO Congresium Kongre ve Stant Merkezi’nde düzenlenen programda, 3 Mayıs Türkçülük Günü’nün kutlu olmasını diledi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti yurttaşlığının ülkede eşitliğin yegane ölçütü olduğunu tabir eden Dervişoğlu, doğulusunun, batılısının, kuzeylisinin, güneylisinin pozisyonunun kendileri için fark etmediğini söyledi.
Dervişoğlu, “Kadınsın, erkeksin, Türkmensin, Kürtsün, Alevisin, Sünnisin, sağcısın, solcusun, fark etmez. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mısın, 1923’te bu ülkeyi kuranlardan mısın, işte o kafidir. Türk olmak ve Türk kalmak için diğer bir şeye muhtaçlık yoktur. Bu kimlik oyunu artık bitmelidir, bu aidiyet mübadelesi artık sona erdirilmelidir.” tabirini kullandı.
Türk milletinin varlıklarının, bir fon yönetimine bağlandığını savunan Dervişoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Vatanın yeşili solmuş, ormanları katledilmiştir. Yeşiline acımayanlar, elbette vatanın mavisine de tıpkı muameleyi yapmışlardır. Kısaca doların yeşilini, vatanın bütün renklerine tercih etmişlerdir. Türk milletine yaşatılanlar, yalnızca yoksullukla açıklanamaz. İktidarın şuurlu siyasetlerinin sonuçlarıyla yüzleşiyoruz. Yoksullaştırıyorlar, zira muhtaç kılmak istiyorlar. Korkutuyorlar, zira sindirmek ve susturmak istiyorlar. Konuşan Türkiye ısrarımızın sebebi de tam olarak budur. ve biz bu yüzden ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ diyoruz. Zira temsilde adalet olmadan, paylaşımda adalet olamaz. Vergide adalet olmadan, gelirde adalet olamaz. Üretimde adalet olmadan, mahkemede adalet olamaz. İnsan öncelenmeden, devlette tertip olmaz. Bizim milliyetçiliğimiz devleti yaşatmak kadar sistemi de sorgulamaktır.”
Dervişoğlu, Terörsüz Türkiye sürecine dair de değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti:
“Biz bir asrı aşkındır durduğumuz yerde duruyor ve tekrar tekrar diyoruz ki, şayet bu ülkede bir sorun varsa ve çözülecekse, o da herkesin evvel insan olmaktan, sonra da yurttaş olmaktan kaynaklanan üniversal ve anayasal haklarına kavuşmasıdır. ve bugün tıpkı aktörler, birebir niyetle, süslü sözlerle, kendi yarattıkları probleme tahlil, olmayan savaşa barışla karşılık vermeye çalışmakta, askıya aldıkları Anayasa’nın yenisini talep etmekte, kulluk rejimine ise demokrasi ismini vermektedirler. ve bununla da kalmayarak, yüzleri bile kızarmadan, Türk devletini Kandil’le, İmralı’yla muhatap etmektedirler. Tahlil, hukuktur. Tahlil, yurttaşlıktır. Tahlil, milletin, ortak yazgıda birleşmesidir. Tahlil Cumhuriyette buluşmaktır. Reçete, ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ tezimizdir.”