Uzman Psikolog ve yazar Gökhan Çınar “Katarsis: Gel Yine Başlayalım” isimli gösteriyi, Şiddetli Performans Sanatları Merkezi’nde sahneledi.
Gösteri öncesi AA muhabirine açıklamada bulunan Çınar, Türkiye ve Avrupa’yı dolaştığı şovun 150. şov olduğunu belirterek, “
“Aslında kocaman, bugüne kadar getirdiğimiz bir insan birikimi duygusu var. Bu 150. şov, biraz daha farklı. Biraz daha işin içinde dansın, müziğin, mizahın, insanın büyüme öyküsünün anlatılacağı bir buluşma olacak.” dedi.
Katarsis programını 20 yıl kadar evvel hayal ettiğini lisana getiren Çınar, şunları kaydetti:
“Başlamak, kabul alması zordu lakin hem bildiğimiz, gördüğümüz sanatkarların, sportmenlerin, iş insanlarının görmediğimiz yanlarını olağan onlar da gönüllüyse, gösterip anlatabilmek istedik. Bir de illa çok bilinen şahıslar olmak zorunda değil art sokakta yaşayan, bazen bizim öteki ilan ettiğimiz ya da bazen hayat içerisinde çok da görmezden geldiğimiz hayat kıssalarının, insanların ya da bazen tabulaştırdığımız bahislerin da konuşulabilmesini daima hayal ettim meslek hayatım boyunca. Ben psikoloji okuyup, klinik psikoloji yüksek lisansı yaptıktan sonra doktoramı sinema, televizyon üzerine yapmayı ve bir gün psikoloji okur-yazarlığını anlatacak bir program hayal etmiştim. Katarsis ismiyle birlikte 20 yıldır bekliyordu neredeyse.”
Gökhan Çınar, öncelikle dijital ortamda programı yaptığını aktararak, “Sonra birebir dertleşmelere başladım beşerlerle dijital platformlar üzerinden. O birebir dertleşmelerde baktım ki bir ortaya gelmeyi çok istiyoruz. Sorulacak çok soru, konuşulacak çok şey var. O vakit birinci seminerler başladı yıllar evvel. O seminerler vakit içerisinde bir tecrübeye dönüşmeye başladı. Elbette herkesin kendi hudutlarına, hislerine hürmet göstererek bugün 150. şov oldu.” sözlerini kullandı.
Psikolojinin insan hayatındaki kıymetine işaret eden Çınar, “Neden bu türlü yapıyorum, neden bu türlü insanları seçiyorum, neden bir türlü bu yoldan gidemiyorum? dediğimiz her şeyin temel cevabı kendi büyüme hikayemizde. Kendi büyüme öykümüzle bugüne kadar alışkanlık, ezber, katı bedel yargısı haline getirdiğimiz şeylere yakından bakmamız gerekiyor. Bazen bunu söylediğimde diyorlar ki ‘Ama biz dönüşsek bile etraf, dünya, beşerler bu türlü. Ben de diyorum ki aslında insan dönüşmeye başladığında hudutlarını daha güzel koyuyor. Hayatına alacağı insanları daha öteki bir yerden seçiyor.” diye konuştu.
Çınar, kendisinin altın kurallar biçimi bilgiler vermediğinin altını çizerek, “Bende hap bilgi yok. ‘Şöyle yapın toparlanın, bu türlü yapın size güzel gelsin, bunla hayatınız mucizeye dönüşsün.’ Bunlar bende yok. Zira herkesin problemi, kendi kıssası.” değerlendirmesinde bulundu.
Yaptığı programlarda kurgu yapılmadığına işaret eden Çınar, şöyle devam etti:
“Bir konuğumun bazen bir bilgiyi söylemek istememesi, hayatından bir anıyı tam anlatmaması bunlar elbette onların sorumluluğunda. Onlar, onların hayat öyküsünde gizli ancak ben bugüne kadar, çok göz önünde olan ya da hiç görmediğimiz kimi düşünürseniz düşünün, 300’e yakın kısım yaptım. Hiçbirinde gerçek olmayan hiçbir kıssaya eşlik etmedim. Hiçbir konuğum da bir senaryoya nazaran gelmedi. Biraz hayat öyküsünün dışına çıktığını düşündüğüm ya da öteki bir öykü anlattığını sezdiğim kimi konukların kısımlarını de yayınlamak içime sinmedi.”
Çınar, her konuğuyla bağ kurduğunu kelamlarına ekleyerek, “Hepsi çok değerlim ve hepsinin açtığı kalbine nitekim temas ettiğimi hatırlıyorum.” kelamlarına yer verdi.
Komedyen Yasemin Sakallıoğlu ile eşi Burak Yırtar’ın konuk olup kısa bir mühlet sahneye çıktığı aktiflikte, “Düş”, “Benim Adım Umut” ve “İlişkiler Dansı” başlıklı canlı dans performansları da büyük ilgi gördü.
Dünya çapında başarılarıyla dikkati çeken 13 yaşında piyanist Hamit Fazilet Özpolat da “Uzaklar” isimli yapıtta Gökhan Çınar’a piyanosuyla eşlik etti.