SAVDES-SEN Genel Başkanı- Kamu Birliği Konfederasyonu Genel Sekreteri Tuncay Cengiz, nüfus artış süratiyle ilgili açıklamalara ait değerlendirmede bulundu.
Birliği Konfederasyonu Genel Sekreteri Cengiz, gündeme ait yaptığı yazılı açıklamada şu sözlere yer verdi:
“Sayın Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş geçmiş günlerde yaptığı bir açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanımızın her fırsatta lisana getirdiği nüfus artış suratının bugünlerde 1,51 ile nüfusun kendini yenileme oranı olan 2,1 nüfus artış suratının altında kalarak alarm düzeyine düştüğünü, yaşlı nüfusun arttığını, 2050 yılından itibaren nüfusun azalışa geçeceğini, bunun iş gücünden istihdama, üretimden ulusal güvenliğe kadar çeşitli meselelere neden olacağını, bu kapsamda gençlere evlenme yardımı, düğün salonu takviyesi, doğum yardımı, kreş dayanağı, ulaşım ve beyaz eşya indirimi üzere takviye projelerinin hayata geçirildiği söz edilmiştir.
Benzer açıklama Ulusal Savunma Üniversitesi Rektörümüz Prof.Dr. Erhan Afyoncu tarafında da yapılmış; ‘Doğurganlık suratının 1965 yılında nüfus planlaması uygulaması ile süratle düşmeye başladığını, felaketin kapıya dayandığını, çok kritik bir duruma geldiğini, genç nüfusumuz var derken ortanca yaşın yüklü olduğu bir nüfus yapısına sahip olduğumuzu, şayet önemli önlemler alıp doğurganlık süratimizi en az 2,1’de tutamazsak Avrupa üzere yaşlı nüfus yüklü bir ülke olmaya hakikat gittiğimizi, tarım başta olmak üzere hiçbir alanda çalışacak işgücü üretemeyeceğimizi, kendimizi toparlayamazsak bu topraklardaki yaşama kabiliyetimizi kaybedebileceğimizi, bunun gerçek bir beka sorunu olduğunu, birçoğumuzun bunu fark edemediğini ve bu durumun, savaştan bile daha değerli bir tehdit olduğunu’ tabir edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında, önemli bir risk ve tehdit altında olduğumuz doğrudur. Bu tehdidi bertaraf edecek önlemler kâfi midir? Biraz da ona bakalım. Nüfus artış suratı ile ilgili medyada yer alan haber ve yorumlara bakıldığında, gençlere evlenme yardımı, düğün salonu takviyesi, doğum yardımı, kreş takviyesi, ulaşım ve beyaz eşya indirimi üzere dayanak projeleri tam manasıyla kâfi görülmüyor. Türkiye’deki ekonomik durumun, anne ve babalarda çocuk sahibi olma kararlarını, dede ve ninelerde çok sayıda torun sevme kararlarını etkilediği anlaşılıyor. Aslında, nüfus artış suratının düşmesinde en büyük sorun ekonomik telaşlar. Yani geçim ezası. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca yayımlanan Aralık 2024 ayı kamu dalı istihdamına ait datalar tablosuna nazaran, kamuda çeşitli statülerde 5 milyon 241 bin 753 çalışan vazife alıyor. Çeşitli statülerde yaklaşık 16 milyon emeklimiz var. Aileleri ile birlikte hesap edildiğinde, yaklaşık 40 milyon şahsa nüfus edebilecek bir kitle.
Artık beka sorunu haline gelmiş nüfus artış suratının düşmesi sıkıntısına gerçek manada tahlil bulabilmenin yolu; gençlere evlenme yardımı, düğün salonu dayanağı, doğum yardımı, kreş takviyesi, ulaşım ve beyaz eşya indirimi üzere takviye projelerinden evvel, geçim meşakkati ve alım gücü kayıpları üzere ekonomik sıkıntılarını çözmekten ve çocuğuna âlâ bir gelecek sunma imkanı vermek suretiyle gelecek telaşını yok etmekten geçiyor.
Bu nedenle de öncelikle kamu kaynaklarının adil bölüşümü sağlanarak açlık hududu ile yoksulluk hududu ortasına sıkışmış memur ve emeklileri fakir sonu üzerinde taban ömür endeksi üstünde fiyat ve toplumsal yardımlar (kira, ulaşım, yemek, giyecek, eğitim, doğum, mevt vb. yardımı) ile bayram, büyükşehir, emeklilik vb. tazminat ve ikramiye verilmelidir.
Memur ve emeklinin durumu artık geçim külfeti boyutunu aşmış, nüfus artış suratına bağlı olarak beka sorunu ve ulusal güvenlik sıkıntısı haline gelmiştir.
Geç olmadan sesimiz duyulmalı, gençlerin evlatlarına güzel bir gelecek sunma tasası giderilmeli, emeklilerimize çok sayıda torun sevme ve bayramlarda harçlık verme imkanı sunulmalı, ülkemizi koruyacak asker ve üretimi devam ettirecek iş gücünün devamı sağlanmalıdır.” – ANKARA