Kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan ve 18 gündür ağır bakımda olan TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Lider 62 yaşında hayatını kaybetti. Öncü’nün vefatı sonrası sanat ve siyaset dünyasından birçok isim hastaneye gitti.
MEHMET METİNER, HASTANE ÖNÜNDE YUHALANDI
O isimlerden birisi de eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner oldu. Mehmet Metiner beklenmedik bir reaksiyonla karşılaştı. Metiner hastane önündeki bir küme tarafından yuhalandı.
METİNER’DEN AÇIKLAMA: BAŞKAN’IN HASTALIĞINDA TEKRAREN HASTANEYE GİTTİM
Metiner olayın akabinde açıklama yaptı. Mehmet Metiner, toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi: “Sırrı Süreyya Başkan’ın hastalığı sürecinde tekraren hastaneye gittim. Orada ailesiyle ve DEM yöneticileriyle sayısız defa görüştüm. Sırrı Süreyya hakkında geçen hafta Yeni Şafak’taki köşemde etraflıca bir yazı yazdım. Barış süreci için cansiperâne nasıl çalıştığımı bilen bilir.
“AĞLAYARAK SÖZ ETTİĞİM HER SÖZÜMÜN ARKASINDAYIM”
Bugün vefatını duyar duymaz hastaneye koştum. Öncesinde kaç televizyon kanalına bağlanıp his ve fikirlerimi tabir ettim vefatıyla ilgili. Ağlayarak duygulanarak tabir ettiğim her bir sözümün ardındayım. Siyasetimiz ve dünyamız farklı bile olsa Sırrı benim bedel verdiğim bir hemşehrimdir. Uzun yıllara dayalı bir tanışıklığımız vardır. Barış sürecine sunduğu katkıyı herkesten evvel ve herkesten çok takdir ettim. Bunu her yerde söyledim. O hakikaten Adıyaman’ımızdan çıkmış Türkiyemizin bir bedeliydi.
“YÜREĞİ NEFRETLE DOLU BEŞERLER KEŞKE BARIŞIN MANASINI BİLSELERDİ”
Bugün ülkemiz bedelli bir evladını kaybetti. Yüreğime çöken tarifsiz bir hüzünle hastaneye gittim. Girişte yuhalandım. Çok yakışıksız küfürlere ve hakaretlere maruz kaldım. O yüreği kin ve nefretle dolu beşerler keşke barışın manasını bilselerdi. Öfkeyle “Faşistler dışarı” diye slogan atanlar eminim ki ne yaptıklarının farkında değiller. Sırrı Süreyya’nın da ne yapmaya çalıştıklarını anlayabilmiş değiller. En kıymetlisi Kürdün geleneğini bilmiş olsalardı asla o davranışı sergilemezlerdi.
“BEN KENDİME YAKIŞANI YAPTIM”
Kürdün geleneğinde acını paylaşmaya gelen düşman bile olsa hürmetle karşılanır. Sorun değil. Bizler şahsımıza yapılan bir davranış üzerinden ne barış sürecine ne de kardeşliğimize ziyan verecek hiç bir kelamın sahibi olmayız. Onları kınamak bile gelmiyor içimden. Onlara ne kırgınım ne de onları üzecek kem kelamların sahibi olurum. Herkes kendine yakışanı yapar. Ben kendime yakışanı yaptım.
“GÜN PROVOKASYONLARA GELME GÜNÜ DEĞİLDİR”
Barış için bir değil bir canımız feda olsun. Biz nefreti ve düşmanlığı yok etmek için yola çıkanlardanız. Bize nefret duyanları bile muhabbetle kucaklamasını biliriz. Gün acılarımızı ortaklaştırma günüdür. Gün yeni acılar yaşanmasın diye birbirimize yaslanma günüdür. Gün silahlardan evvel öfkemizi toprağa gömme günüdür. Gün birbirimizi o büyük barışın hatırına affetme günüdür. Gün helalleşme günüdür. Kalabalıkların içinde provokatörler olabilir. Gün provokasyonlara gelme günü değildir.
“BENİM BİR HASIMLIĞIM OLMAZ”
Provokatörlerin reaksiyonuna bakarak DEM Partisi’ni ve DEM topluluğunu topyekûn kınamak gerçek değildir. İnanıyorum ki Sırrı Süreyya’nın ailesi de DEM Partisi’nin yöneticileri de bu durumdan rahatsızlık duymuşlardır. Bana edilen küfürleri de, hakaretleri de, o düşmanca reaksiyon biçimini de aziz milletimizin takdirine ve Türkiye Kürtlerinin sağduyusuna havale ediyorum. Benim bir hasımlığım olmaz. Olamaz.
Hele hele bu kritik süreçte asla hasımlığı besleyecek yahut hasımlığı çoğaltacak bir lisanın sahibi asla olmam. Barışın hatırı için görmezlikten gelir geçerim. Varsa bir hakkım helal eder geçerim. Her şey barış için ve barış sürecinin hatırı için. Nefsimize yenilirsek ve öfkemize esir olursak hem kaybeder hem kaybettiririz, biline!”