Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı “Bab-ı Ali Toplantıları-Büyüyen Global Besin Sorunu ve Türk Tarım Dalının Pozisyonu, Geleceği” bahisli toplantıda konuştu. Bakan Yumaklı, Ana muhalefetin boykot davetlerine karşı ekonomimizin önü arkası hiç düşünülmeden bu cins şeylere kurban edilmesinin hakikat olmadığını söz etti.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Bab-ı Ali Toplantıları – Büyüyen Global Besin Sorunu ve Türk Tarım Kesiminin Pozisyonu, Geleceği” Toplantısına katıldı. Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, “Tarım sektörü ulusal güvenlik kadar, savunma sanayi kadar değerli. Ülkelerin stratejik bakışlarında birinci üçün içerisinde kesinlikle yer alan bir kesim olarak konuşulur. Global iklimin en büyük tesiri de yeniden bu son derece stratejik olan bölüme gelmiş durumda. “Büyüyen Global Besin Sorunu ve Türk Tarım Dalının Pozisyonu, Geleceği”. Burada bir görüş alış verişinde bulunacağız. Tarım ve orman kesimi, besin arzı ve güvenliğine sağladığı katkının yanı sıra bütün endüstriler içinde bir girdi teminini tabir eder. Münasebetiyle hem kırsal kalkınmada olan tesiri hem oluşturduğu istihdamla da modası asla geçmeyecek stratejik bir bölümdür. Dünyada kırılma devirlerine baktığımızda her vakit bir ekip zorlukların sorunların gerçekleştiğini görüyoruz. Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. Gün içinde gündemimiz tekraren değişebiliyor. Hele ki son günlerde bunun örneğini çok yakında görüyoruz. Bu türlü devirde kendimizi ziraî üretimde, gıda-arz güvenliğinde güçlü tutmak zorundayız. Öncelikle bunun altını kuvvetlice çizmek istiyorum.” dedi.
“Cumhurbaşkanımızın söz ettiği üzere ‘Ambarın anahtarı kimdeyse güç ondadır’ prensibince hareket ediyoruz.” diyen Yumaklı, “Birleşmiş Milletlerin (BM) yayınladığı bir rapora nazaran 2050 yılında yüzde 65’le yüzde 70 daha fazla besin üretmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu nedenle bizim önümüzde kıldan ince kılıçtan keskin bir yol var. Biz bakanlık olarak bütün bunlardan sorumluyuz. Biz bütün bu kapsamda bakanlık olarak toplamda 165 bin arkadaşımızla birlikte öncelikle ülkemizin gıda-arz güvenliğinin gerektirdiği konuları yerine getiriyoruz. Daha sonrada bizlerin ürettiklerine gereksinimi olan bu ülkelerin de muhtaçlığını gideriyoruz.” dedi.
2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım eser ihracatının kelam konusu olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, “Çiftçiyi korumak ve tüketiciyi korumak’ bugün için bizim parolamız bu. Ziraî takviyeler var. Ar-ge var. Sulamada çok önemli yatırımlar hala yapılmaya devam ediyor. Bugün ülkemiz ziraî hasılada Avrupa’da birinci, dünyada birinci 10 ülke ortasında. 186 ülkeye 2 binin üzerinde tarım ve besin eseri ihraç ediyoruz. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım eser ihracatımız kelam konusu. Bu ihracatta katkısı olan çiftçisinden sanayicisine kadar, bölümün tüm paydaşlarına teşekkür etmek istiyorum.”
Önümüzdeki devirde 5 ana temel üzerine ziraî üretimin oturtulduğunu kaydeden Yumaklı, “Birincisi yapmış olduğumuz üretimin sürdürülebilir olması gerekir. Sürdürülebilir üretimin verimli olması gerekir. Sürdürülebilir ve verimli ziraî üretimin elde ettiği çıktıların kalitesi olması gerekir. Bütün bunların kayıt altına alınması gerekir ki en çok çaba verdiğimiz alanlardan bir tanesi ve son unsur ise bütün bunlardan elde edilen gelirin tarım kesimine yatırım olarak geri dönmesi. Bu 5 eksen etrafında şekillendirdik. Bu kapsamda son 2 yılda bilhassa hayata geçirmek için uğraş ettiğimiz ziraî üretim planlamasını 2024 yılı itibariyle hayata geçirdik. Yani şuanda bizim hasat edeceğimiz eserler ziraî üretim planlamasının birinci meyveleri olacak bu sene. Türkiye’nin kendi eserlerini üreten ve katma pahalı hale getirerek bunları pazarladığı bir ülke olması bizim açımızdan son derece değerli. Öteki kıymetli bir mevzu ise ziraî üretimin teknolojik gereksinimi. 2025 yılını ziraî teknoloji konusunda çok daha farklı bir perspektifi getirmek üzere projeler oluşturmaya ayırdık.” dedi.
Ana muhalefetin boykot davetlerine iktisadın kurban edilmemesi gerektiğine işaret eden Yumaklı, “Ekonomimizin bu manada sahiden hiç önü gerisi düşünülmeden bu tıp şeylere kurban edilmesinin gerçek olmadığını bir sefer daha kuvvetlice söz etmek istiyorum. Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, sahiden çok emek sarf edilmiş bir ekip şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz. Diğer bir şeyi konuşuyoruz. Sizin ülkenizde besin arz güvenliğiyle ilgili bir sorun olduğunda, bütün dinamiklerinizi ya da avantajlarınızı kaybettiğinizde ‘bu ülkede işte bir siyasi görüş daha az etkilenecek öbürü hiç etkilenmeyecek’ diye bir şey yok. Herkes tıpkı biçimde etkilenecek. Münasebetiyle şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekir.” dedi. – İSTANBUL